İslahiye yeniden kurtarıldı. 19 Aralık 1918'de işgal edilen İslahiye, 6 Temmuz 192o'de kurtarılmış fakat 3 gün önce yeniden işgal altına alınmıştı
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan)
Hakimiyeti Milliye: Adana'da Fransızlarla Ermenilerin zulüm yarışması
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan)
Le Temps: Mustafa Kemal, Sevr'de değişiklik sağlanmadıkça İstanbul Hükümeti'yle anlaşamayacaktır. Görüşmelere gönderilen kurulun girişimlerinden bir sonuç beklenmemelidir. Yapılacak iş, İstanbul Hükümeti'ne anlaşmayı onaylamazsa İstanbul'dan yoksun bırakılarak Asya'ya gönderileceğini söylemektir.
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan)
Fransızların yarı resmi organı niteliğinde olan Le Temps gazetesinin 13 Kasım 1920 tarihli sayısında çıkan başyazıda antlaşmanın Türkiye’ce onaylanıp onaylanmayacağı söz konusu edilerek, yeni kurulan Tevfik Paşa Hükümetinde İzzet paşa gibi Anadolu Direniş ’ini yönetenlerle diyalog kurabilecek nitelikte kimselerin görev aldığı anımsatılıyor, yeni hükümetten beklenenin antlaşmanın onayı olduğu, fakat hükümetin bundan kaçındığı ve Anadolu ile anlaşmak gereğini duyduğu için Müttefiklerden bir aylık süre tanımasını istediği belirtiliyordu. Fransız gazetesi İtilaf Devletleri’nin antlaşmanın onayı konusunda ivedi davranılmasını istiyorsa, Mustafa Kemal ile görüşmelere gönderilmesi kararlaştırılan heyetin girişimlerinden olumlu bir sonuç beklememeleri gerektiğini anlatıyordu. Buna gerekçe olarak şunları ileri sürüyordu: Mustafa Kemal Sevres Antlaşmasının değişikliğini sağlamadıkça İstanbul Hükümetleriyle anlaşmayacaktır. İstanbul Hükümeti de Ankara’nın baskısı karşısında İtilaf Devletlerinden bir takım ödünler koparmaya çalışacaktır. Böylece antlaşmanın onayının uzamasından başka bir şey elde edilmeyecektir. Bu düşünceleri ileri süren Le Temps izlenmesi gerekli yol için şunları öneriyordu; Osmanlı Hükümeti ile Milliyetperverler arasındaki görüşmelerden vazgeçilerek antlaşmanın onaylanmasında baskı yapılmalıdır. Bunun için ceza niteliğindeki koşullar uygulanmalıdır. Serves’in imzalanması için 1920 yazında Yunan ordusunun Anadolu’ya gönderilmesi olumlu sonuç vermişti. Bu gün ise bu yol denenemez. Çünkü Yunanistan’da seçim savaşımından çok geleceği belirgin olmayan bir iç çekişme vardır. O halde yapılacak iş antlaşmanın İstanbul’un geleceğinin saptandığı 36. Maddesini uygulamaktır. Buna dayanarak İstanbul Hükümeti’ne antlaşmayı onaylamazsa başkentten yoksun bırakılarak Asya’ya gönderilebileceği söylenebilir.
Antlaşmanın onaylanmasının hiçbir zaman geciktirilemeyeceği görüşünde olan İngilizler de bu noktada ısrar etmekteydiler. İngilizler ülkenin içinde bulunduğu karışık durumun, antlaşmanın onaylanmasının geciktirilmesi için geçerli bir neden olamayacağını açıkça belirtiyorlardı. Aynı zamanda İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal ile anlaşamaması karşısında << Türk Ulusunun çoğunluğu böyle istiyor>> diyerek onaylanma geciktirilirse bunun yanlış bir yol olacağı söylenerek barıştan yana olan Anadolu halkının Ulusalcılara karşı oldukları ileri sürülüyordu. Barışında Serves Antlaşması’nın onaylanmasından başka bir şey olmadığı ekleniyordu. Orient News başka bir yazısında Türkiye’nin geleceğinin ancak Mustafa Kemal ile arkadaşlarının ivedilikle saptayacakları eylem biçimlerine bağlı olduğunu yazıyordu. Böylece İngilizce gazete Anadolu Direnişinin uluslararası bir “olgu” olduğu gerçeğini kabullenerek O’nun göz ardı edilemeyecek gelişmeleri gerçekleştirdiğini benimsemiş oluyordu. İleri sürülen bir başka düşünce de İtilaf Devletlerinin Serves Antlaşmasıyla Türklere tarihlerinin gösterdiği en güzel olanağı verdikleri idi. Mustafa Kemal bu olanağı kaçırmamalı, barış koşullarının onaylanması sorununda güçlükler çıkarmaktan vazgeçmeli idi.
KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK BASINI / Dr. İZZET ÖZTOPRAK / 237 – 238
Fransızların yarı resmi organı niteliğinde olan Le Temps gazetesinin 13 Kasım 1920 tarihli sayısında çıkan başyazıda antlaşmanın Türkiye’ce onaylanıp onaylanmayacağı söz konusu edilerek, yeni kurulan Tevfik Paşa Hükümetinde İzzet paşa gibi Anadolu Direniş ’ini yönetenlerle diyalog kurabilecek nitelikte kimselerin görev aldığı anımsatılıyor, yeni hükümetten beklenenin antlaşmanın onayı olduğu, fakat hükümetin bundan kaçındığı ve Anadolu ile anlaşmak gereğini duyduğu için Müttefiklerden bir aylık süre tanımasını istediği belirtiliyordu. Fransız gazetesi İtilaf Devletleri’nin antlaşmanın onayı konusunda ivedi davranılmasını istiyorsa, Mustafa Kemal ile görüşmelere gönderilmesi kararlaştırılan heyetin girişimlerinden olumlu bir sonuç beklememeleri gerektiğini anlatıyordu. Buna gerekçe olarak şunları ileri sürüyordu: Mustafa Kemal Sevres Antlaşmasının değişikliğini sağlamadıkça İstanbul Hükümetleriyle anlaşmayacaktır. İstanbul Hükümeti de Ankara’nın baskısı karşısında İtilaf Devletlerinden bir takım ödünler koparmaya çalışacaktır. Böylece antlaşmanın onayının uzamasından başka bir şey elde edilmeyecektir. Bu düşünceleri ileri süren Le Temps izlenmesi gerekli yol için şunları öneriyordu; Osmanlı Hükümeti ile Milliyetperverler arasındaki görüşmelerden vazgeçilerek antlaşmanın onaylanmasında baskı yapılmalıdır. Bunun için ceza niteliğindeki koşullar uygulanmalıdır. Serves’in imzalanması için 1920 yazında Yunan ordusunun Anadolu’ya gönderilmesi olumlu sonuç vermişti. Bu gün ise bu yol denenemez. Çünkü Yunanistan’da seçim savaşımından çok geleceği belirgin olmayan bir iç çekişme vardır. O halde yapılacak iş antlaşmanın İstanbul’un geleceğinin saptandığı 36. Maddesini uygulamaktır. Buna dayanarak İstanbul Hükümeti’ne antlaşmayı onaylamazsa başkentten yoksun bırakılarak Asya’ya gönderilebileceği söylenebilir.
Antlaşmanın onaylanmasının hiçbir zaman geciktirilemeyeceği görüşünde olan İngilizler de bu noktada ısrar etmekteydiler. İngilizler ülkenin içinde bulunduğu karışık durumun, antlaşmanın onaylanmasının geciktirilmesi için geçerli bir neden olamayacağını açıkça belirtiyorlardı. Aynı zamanda İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal ile anlaşamaması karşısında << Türk Ulusunun çoğunluğu böyle istiyor>> diyerek onaylanma geciktirilirse bunun yanlış bir yol olacağı söylenerek barıştan yana olan Anadolu halkının Ulusalcılara karşı oldukları ileri sürülüyordu. Barışında Serves Antlaşması’nın onaylanmasından başka bir şey olmadığı ekleniyordu. Orient News başka bir yazısında Türkiye’nin geleceğinin ancak Mustafa Kemal ile arkadaşlarının ivedilikle saptayacakları eylem biçimlerine bağlı olduğunu yazıyordu. Böylece İngilizce gazete Anadolu Direnişinin uluslararası bir “olgu” olduğu gerçeğini kabullenerek O’nun göz ardı edilemeyecek gelişmeleri gerçekleştirdiğini benimsemiş oluyordu. İleri sürülen bir başka düşünce de İtilaf Devletlerinin Serves Antlaşmasıyla Türklere tarihlerinin gösterdiği en güzel olanağı verdikleri idi. Mustafa Kemal bu olanağı kaçırmamalı, barış koşullarının onaylanması sorununda güçlükler çıkarmaktan vazgeçmeli idi.
KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK BASINI / Dr. İZZET ÖZTOPRAK / 237 – 238