Türk Yunan Savaşı dün akşam kaldığı yerden şiddetlenerek devam etti. Türk ordusu Yunan ordusuyla temasa geldi. İnatçı bir savunmadan sonra Türkler çekildiler. Sert kayalık tepelere karşı Yunan boruları durmadan hücum marşı çalıyor. Süngülerini aynı anda birbirlerine saplamış ve aynı anda düşmüş erlerin ölülerine rastlandı. Yunanlılar Pazarcık'ı işgal ettiler . Tavşanlı da düştü. Öte yandan İzmit yakınlarında bulunan bir Türk tümeni, Trikopis kuvvetlerinin terk ettiği Yenişehir'i aldı, 12 yük kamyonunu zaptetti. 12. Grup bölgesinde Kolonkaya-Oluklu Tepe birkaç sefer el değiştirdi
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü / Zeki Sarıhan)
Meclis'te heyecanlı görüşmeler yapıldı. Gönüllü mebuslar cepheye gitmeye başladılar. Meclis, ayrıca, savaşta yararlığı görülecek mahkumların kalan cezalarının affedilmesini kararlaştırdı.
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü / Zeki Sarıhan)
Fransa, İngiltere'nin g tarihli başvurusuna cevap verdi: Mustafa Kemal'in istekleri, Paris ve Londra'da öngörmüş oldukları ilkelerden pek farklıdır. Tasarlanan görüşmelerin yapılması halinde bunları Mustafa Kemal'e hatırlatalım
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü / Zeki Sarıhan)
Avam Kamarası'nda Mr. T. Show, İngiltere'nin Ortadoğu'da yalnızlığa gittiğini, Hindistan'daki çıkarlarına zarar verdiğini, Türkiye ile barış yapılmadan Uzak Doğu'da bir çözüm olamayacağını söyledi. "İstesek de istemesek de, Türk halkını temsil eden gerçek Türkiye Hükümeti Ankara'dadır. Türkiye ile barışı koruyabilmek için Türkiye'ye dürüstçe kulak verilmelidir" dedi. Rattigan'ın Curzon'a yazısı: Askeri makamlarımız, Fransız genel karargahının Yunan saldırısının gizli planlarını Ankara'ya ilettiğini gösterecek kesin kanıtlara sahip bulunuyor. Fransızlarla İtalyanlar, Kemalistlere silah, mühimmat ve savaş gereci sağlanmasında araç oluyorlar.
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü / Zeki Sarıhan)
Açıksöz İ.Habib: Orduya Hitap ! Türk ve İslam ordusu! Açılan bir kasırga gibi, intikamdan bir zelzele gibi, Süleyman'dan kalmış bir arslan gibi git!
(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü / Zeki Sarıhan)
14 temmuz sabahı muharebelerin cephenin hangi kesiminde yoğunlaşacağı artık belli olmuştur. Trikupis’in Kuzey Tümenler Grubu neredeyse hiç ilerlemezken, güneyde muharebeler bütün şiddetiyle gece boyu devam etmiştir. Her ne kadar Papoulas’ın kesin sonuç arayışı güney ve güneydoğuda ise de, 3.ve 5.grupların karşılarında oyalama taarruzu yapan tümenler de fırsatını bulduklarında öldürücü darbe vuracak kadar kuvvetlidirler.
Kütahya güney sırtlarındaki 4.Grup da güne erken başlayan birliklerdendir. 13. Ve 5. Yunan tümenleriyle iki koldan kuzeye ilerlemeye devam eden 2.kolordu’nun karşısında zayıf örtme birlikleri tutunamaz. Ancak saat 10’da yunan 13.tümenini hedefine oturtan Türk 5.Kafkas tümeni topçuları hesap sorup bedeli ödetmeye başlar. Gece geç saatlere kadar süren muharebede Yunan tümeninin ağır zaiyatı vardır. 5.Yunan tümeninin ele geçirdiği iki küçük tepe dışında Vlahopoulos’un kolordusu neredeyse günü sadece zayiat vermek için geçirmiş olur. Ancak hemen solunda 12.grup cephesinde yaşananlar Kemalettin Sami Gökçen Bey’in 4.grubunu’da zor durumda bırakacak bir hal alır. Yunan 1.ve 2. Tümenlerinden kurulu 1.Kolordu gece boyunca durmaksızın taarruzlarını sürdürmüş yoğun topçu ateşiyle ezdiği Türk mevzilerini dalga dalga hücum eden piyadesiyle teker teker zaptetmiştir. Türk 57. Ve 7.tümenler dağılmışlardır. Bu iki tümenin zayiatı çok fazladır. 37.Alay komutanı Binbaşı Ethem Necdet ve 2.Alay komutanı Binbaşı Niyazi de şehitler arasındadır. Akşama doğru ‘Deli’ Halit Bey Cephe Komutanlığı’na ve diğer grup karargahlarına adeta özür mahiyetinde dramatik bir rapor gönderir:
‘Düşmanın sayıca üstünlüğü ve mevziin genişliğine rağmen 13 Temmuz sabahından beri mevziilerini inatla savunan 12. Grup birlikleri, bugün düşman kuvvetlerine yeniden tam mevcutlu bir tümenden fazla kuvvet daha katıldığı halde yine mevziini kahramanca savunmuş ve saat 14:00’e kadar bütün mevzii karşı taarruzlarla elde bulundurmuşsa da sayıca üstünlüğünden ve arazinin genişliğinden faydalanan düşman 57.tümen’i mağlup ettiğinden muharebe bu suretle kaybedilmiştir.’
Oysa bunca ağır yükü sırtlayan 12.Grup kendisine verilen emirle Afyon’dan son anda Kütahya mevziilerine yetişmiş, dinlenmeden dövüşmeye başlamıştır. Halit Bey’in cephesini keşfetme fırsatı olmadığı gibi savunması gereken hattın uzunluğundan da hiç şikayet etmemiştir. Yunan harekatının tam da onun cephesinden kuşatmaya döndüğü sırada kendi grubunun dört katı büyüklükte bir kuvveti durdurması gerekmiş, en ihtiyacı olduğu anda takviye de alamamıştır.
Bu aksiliklere ve Yunan 1.Kolordusunun onca kuvvetine rağmen gündüz vakti 12.grubu elinden kaçırması, birliklerin daha geride bir direneğe bir tek top dahi kaptırmadan sağ salim çekilebilmiş olması ise günün tesellisidir.
(Kaynak: Sakarya / Selim Erdoğan / Syf 79)
Yunan parlamentosu bugün heyecanlı bir toplantı yaptı. Kürsüye çıkan Başbakan Gounaris hükümetin arabuluculuk önerilerini reddederek nasıl saldırı kararı verildiğini belirtti. Hükümetin kararı tüm siyasal parti gruplarınca alkışlandı. Yunanistan’da hemen hemen herkes Mustafa Kemal’e karşı kesin bir zafer kazanılacağına inanıyordu. Onun için de Sevr antlaşmasıyla Yunanistan’a verilmiş olan Trakya ile İzmir bölgesi artık çok yetersiz bulunuyordu. Yunanistan’a yeni topraklar yeni avantajlar istenecekti. Basın halk milletvekilleri ve Hükumet hepsi Yunan zaferinden emin olarak aşırı derece iyimserdi.
Yalnız Atina’daki bir Fransız diplomatı bir haber almıştı. Yunan Hükumeti’nin bu iyimserliğinin arkasında bir korkusu da varmış. Mustafa Kemal’in savaşmayı kabul etmeyip geri çekileceğinden korkuluyormuş. Türk ordusu geri çekilirse Yunanların yok etme savaşı hedefine varamayacak ve savaş uzayıp gidecekmiş. Atina’da açığa vurulamayan korku buymuş.
(Kaynak: Sakarya / Alptekin Müderrisoğlu / Syf 149)