top of page

19 Mayıs 1920 Çarşamba

Trakya-Paşaeli Cemiyeti, hali vakti yerinde her ev başına yurt savunması için buğday, et, para döktü. Bunların bir hafta içinde toplanmasını kararlaştırdı. Demek ayrıca, 16 yaşından büyük erkeklerin il dışına çıkmalarını ve hububatın ticaret amacıyla taşınmasını yasakladı.


(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan / Syf 47)


TBMM, 13 tarihli önergeleri birleştirerek vatan hainliği ile suçladığı Damat Ferit Paşa’nın yargılanmasına ve vatandaşlıktan çıkarılmasına karar verdi. Karar, bir genelge ile bütün yurda da duyuruldu.


(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan / Syf 47)


Tokat yöresinde bazı Çerkezler bir bildiri yayımlayarak Padişahtan izinsiz toplanan Meclis’i tanımadıklarını ilan ettiler. Bildiride idarenin din adamları eline geçmesi gerektiği anlatıldı. “Doğrudan İstanbul’la muhabere yapılarak Padişahımızın ahvaline vakıf olmasını umum millet istiyor” denildi. Bu bildiriyi, köyden köye, ilçeden ilçeye, ilden ile ulaştıranların hacca gitmiş kadar sevaba gireceği ileri sürüldü.


(Kaynak: Kurtuluş Savaşı Günlüğü 3 / Zeki Sarıhan / Syf 47)


İsmet İnönü anlatıyor:


İsyanlar arka arkaya patlıyordu. Henüz birini bastırmadan yeni isyanlar başlıyordu. Konya bölgesi de bir isyan merkeziydi. Bir defa Mustafa Kemal Paşa, beni Konya’ya göndermişti. Gittim. Büyük bir toplantı tertip ettim. Memleketin vaziyetini, istila altında bulunduğumuzu, isyanların düşmanlarımızın işine yaradığını halka anlattım. Kendimizi korumak için ne kadar erken davranırsak o kadar çok şey kurtarabileceğimi anlatmaya çalıştım. Bunu telkin etmeye uğraşıyordum. Sözlerimi iyi karşıladılar. Toplantı dağıldı. Orada kaldığım müddet içinde konuşmamın ne tesir yaptığını, söylediklerimin anlaşılıp anlaşılmadığını merak ediyordum. Tahkik ettirdim, neticeyi bana söylediler. Halkın anladığı şu: Bizde para ve asker istiyor demişler. Halbuki ben, ne askerden bahsettim ne paradan. Fakat halkın bu işlerde anlayışı böyle. Vazifeden müdafaadan bahsedildiği zaman, bunun ucunun askere ve masrafa varacağını kolaylıkla takdir ediyor. Zamanın bir hastalığı, bir zaafı da uzaktaki tehlikeyi umursamamaktır. İstiladan uzak kalan her yer, kendisine hiçbir tehlike gelmeyecek zannını ilk tabii fikir kabul ediyor, umumi hastalık bu. Fakat sonra, dolayısıyla ve özellikle tecrübe ile, bir yerde olan tehlike sari tabiattadır, memleketin her yerindeki evin kapısını zorlayıp içeri girecektir fikri anlaşılıyor. Yalnız bu anlaşılıncaya kadar çok zaman geçiyor ve çok şey kaybediliyor.


(Kaynak: Hatıralar / İsmet İnönü / Syf 200)

GUN GUN KUTULUS yazi.JPG
bottom of page